Stres terlemeyi artırıyor
Günlük yaşamda sosyal hayata karışamama, topluma girememe gibi sorunlara yol açan çekingenlik nedeniyle oluşan stres terlemeyi artırıyor.
Çekingenlik ve stres terlemeyi artırıyor
Günlük hayatta insanların topluma karışmasının ve sosyal bir kişiliğe sahip olmasının önündeki en büyük engel olan çekingenlik, beraberinde stresi getiriyor. Çekingenlik ile birlikte ortaya çıkan stres ise vücudun aşırı düzeyde terlemesine neden oluyor.
Terleme vücudun savunma mekanizmasıdır
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer İrfan Kaya yaptığı açıklamada, insanları rahatsız eden terlemenin vücudun bir savunma mekanizması olduğunu ifade etti.
Terleme vücut sıcaklığını dengede tutar
Terlemeyle vücut sıcaklığının dengede tutulduğunu belirten Kaya, vücudun terlemeyle ısısını 36,5 derecede tuttuğunu, metabolizmanın ısıya dönüşen enerji fazlasını terlemeyle vücuttan uzaklaştırdığını bildirdi.
Psikolojik rahatsızlıkların da terletebilir
Guatr, şeker, kanser, enfeksiyon ve obezite gibi hastalıklara bağlı olarak veya çok spor yapan, menopoza giren, yapısal olarak metabolizması hızlı olan kişilerde terlemenin artabildiğini dile getiren Kaya, fiziksel sorunların yanında psikolojik rahatsızlıkların da terlemeye neden olduğuna dikkati çekti.
Stresin terlemeyi artırdığı tespit edildi
Psikolojik durumların sinir sistemini uyarmasıyla stresin terlemeyi artırdığını vurgulayan Kaya, şu bilgileri verdi:
“Stres vücutta çeşitli hormonların salgılanmasına neden oluyor. Bunlardan birisi de adrenalin. Adrenalin, stres ve korku gibi durumlarda salgılanıyor. Adrenalin aynı zamanda terlemeye neden olan sinir sistemini aktive ediyor. Bu yolla stres başladığı anda terleme tetikleniyor.
Terlemesi artan kişiler, sosyal bir ortamda tere bağlı strese girdiği için terleme daha da artıyor. Özellikle gençlerde daha çok gördüğümüz ellerde ve koltuk altlarında görülen terleme başlıca bu şekilde tetikleniyor. Bu tip terlemeler uyku esnasında görülmüyor, çalışma ortamında ise ön plana çıkıyor. Bu durum insanlarda sosyal problemler doğuruyor. Bir süre sonra insanlar el sıkışmaktan çekiniyor.
Koltuk altı terlemesi yine çok büyük problem teşkil ediyor. Elbiselerin koltuk altı ıslandığında insanlar utanabiliyorlar. Islanmanın yanı sıra koltuk altında bakteriler yoğun olduğu için koku da ortaya çıkıyor. Onun için koltuk altı terlemesi yoğun olan kişilere anti bakteriyel sabunlar kullanmalarını öneriyoruz. Bu sabunlar terlemeyi azaltmıyor ancak kokuyu engelliyor.
Koltuk altının terlediğini fark eden kişi kokunun oluşacağını düşünüp strese giriyor, böyle bir durumda da terleme iki misli artıyor.”
Botoks tedavisi için ilkbahar seçilmeli
Aşırı terlemenin bir hastalık olduğunu aktaran Prof. Dr. Tamer İrfan Kaya, hastalığın tedavisiyle ilgili şunları kaydetti:
“Aşırı terlemenin olmadığı vakalarda kremle tedavi yeterli oluyor. Çok ağır vakalarda ise tabletler kullanılabiliyor. Fakat tabletler sinir sistemi üzerinden etki ettikleri için yan etkileri oldukça yüksek. Bu yüzden tabletler aşırı terlemesi olan istisnai vakalar dışında sık tercih edilmiyor.
Bunların yanı sıra koltuk altı, el ve ayak gibi sınırlı bölgelerin terlemelerinde botoks da çok etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor. Botoks terlemeye sebep olan sinir uçlarının deride ter bezlerini uyarmasını engelliyor. Fakat botoksun etkisi maalesef ortalama 6 ay kadar sürüyor, çünkü bu bölgedeki sinirler bu süre zarfında kendilerini yeniliyor.
Onun için botoks tedavisi için dönem olarak ilkbaharı seçiyoruz. Böylelikle terlemenin daha da arttığı yaz ve bahar dönemlerinde terlemeyi engellemiş oluyoruz. Gerekli olduğu durumlarda botoksu tekrar uygulayabiliyoruz.”