Kıskanılmak da aşkın bir ihtiyacıdır
Hayatınızdaki erkeğin sizi aşırı derecede kıskanmasını, sakın sorun etmeyin. Çünkü, dozu iyi ayarlanan kıskançlık, sıradanlaşan ilişkilerin en büyük ilacı…
Sevgilinizin ya da eşinizin aşırı kıskançlığından şikâyet ediyorsunuz. Keşke size hiç karışmasa, giydiklerinize müdahale etmese, kendinizi ne kadar rahat hissederdiniz öyle değil mi? Hayır, hiç de öyle değil.
Sevdiğiniz insanın kıskançlığından bunaldığınız zaman, gözünüzün önüne bir erkek tipi getirin. Bu öyle bir erkek ki sizi hiçbir şekilde kıskanmıyor.
Onun önünde başka erkeklerle diyaloglar kursanız da sizinle hiç ilgilenmiyor. Kıyafetleriniz hakkında yorum yapmıyor. Her ilişkinizi doğal karşılıyor, hiçbir zaman hesap sormuyor. Böyle bir erkekle birlikte olsaydınız mutsuz olur, üstelik kendinizi onun bir parçası gibi de hissedemezdiniz.
Serbest ilişki adı altında birlikte olan insanlar için bu ilişkinin bir süre sonra son derece saçma sapan ve yıpratıcı hale gelmesinin nedeni de bu zaten.
Herkesin doğasında var
Sahiplenme ve kıskançlık, herkesin doğasında var. Önemli olan, dozu iyi ayarlayabilmek.
Kıskançlığı rahatsız edici bir unsur haline getirmek, yapılabilecek en büyük hata. Aksi takdirde, ilişki iki taraf için de bir kabusa dönüşebilir.
Oysa birbirini hoş bir şekilde kıskanan çiftlerde, ilişkiye renk geliyor. Yani aslında önemli olan kıskançlığın dozunu iyi ayarlayabilmek.