Guatr hakkında yanlış bilinenler
Birçok hastalık hakkında olduğu gibi tiroit bezi hastalıklarından olan guatr hakkında yanlış bilinenler de oldukça fazla.
Guatr hakkında yanlış bilinenler nelerdir?
Tiroit sorunlarına kadınlarda daha sık rastlanıyor. Topraklarımızın iyottan fakir olması nedeniyle guatr bizde beklenenden çok görülüyor. Tiroit hastalıkları ile ilgili birçok şehir efsanesi var. Yani doğru bilinen yanlışlarla, yanlış bilinen doğruların sayısı oldukça fazla. İşte örnekleri…
İyotlu tuz kullanımının yaygınlaşması sorunun çözümünde yararlı olduysa da kadınlarımızın çoğunda diffüz veya nodüler guatr var. Bunların bir kısmında tiroit fonksiyonları (T3, T4, TSH) normal. Bir kısmındaysa tiroit bezi gereğinden az ya da çok çalışıyor. Her üç durumda da tıbbi tedavi ya da cerrahi tedavi gerekiyor.
Yanlış 1: Tiroit hormonları kemik erimesi yapar.
Tiroit hormonu yüksek dozda ve uzun süre verilmediği sürece böyle bir tehlike yoktur. Tiroit bezi tembelliği -hipotiroiti- nedeniyle tiroit hormonu tedavisine alınan hastalarda yüksek dozda tiroit hormonu verildiği zaman (tıpkı hipertiroitili hastalarda olduğu gibi) kemik erimesi riski artabilir. Eğer tedavi dikkatli yapılır, TSH normal sınırlar içinde kalacak şekilde sürdürülürse tiroit hormonunun kemiklere bir zararı olmaz.
Bununla birlikte özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda tiroit hormonu uzun süre kullanılacaksa kemik erimesi bakımından uyanık olmakta, kalsiyum desteklerinden faydalanıp kontrolleri sıklaştırmakta fayda vardır.
Yanlış 2: Tiroit hormonu tüy çıkarır, saç döker.
Tiroit hormonu kullananlar arasında yaygın bir şehir efsanesi de tüylenme yaptığıdır. Tiroit hormonlarının saçları döktüğü de doğru değildir. Tersine vücuttaki kılların -ve tabii ki saç kıllarının, hatta kaş kıllarının- normal gelişimi için tiroit hormonlarına ihtiyaç vardır. Tiroit bezi yetersizliğinde saçların, kaşların dökülmesi bundandır.
Ayrıca hipotiroitili hastalarda metabolizma bozulduğundan saç gelişimi için lazım olan vitamin ve minerallerin bağırsaktan emilmesi de bozulmaktadır. Bu nedenle tiroit yetersizliği olanlarda tiroit hormonu kullanmaya başlanınca saç ve kaş dökülmesi durur, yerine yenileri çıkar.
Yanlış 3: Tiroit ilaçları tok karna da alınabilir.
Tiroit ilaçlarını her zaman alabilirsiniz ama en doğru zaman sabah uyanır uyanmaz, mideniz boşken, aç karna kullanmanız ve en az 30 dakikadan önce kahvaltı yapmamanızdır.
Tiroit hormonlarının başka ilaçlarla da (örneğin kalsiyum antiasitaplar gibi) reaksiyona girme ihtimali olduğu için bu ilaçları mümkün olduğu kadar diğer ilaçlarla birlikte kullanmaktan da kaçınmalısınız.
Yanlış 4: Mineral destekleri tiroit hastalığını ilerletebilir.
Tam tersine tiroit hastalarının dengeli ve yeterli beslenmeleri vücutlarına yeteri kadar mineral kazandırmaları şarttır. Özelikle Haşimato hastalarının daha fazla selenyum kazanmaları tavsiye ediliyor. ıyot ve selenyum yetersizliği tiroit hastalıklarının önemli bir nedeni olarak gösteriliyor.
İyot eksikliği konusu iyotlu tuz yemekle halledilebiliyor ama selenyum eksikliğini telafi etmek için biraz daha fazla dikkatli olmak lazım. Bana sorarsanız, tiroit problemi olanlar selenyum ve çinkodan zengin olan ceviz, badem ve fındığı, tam tahılları, bakliyat grubunu (kuru fasulye), yumurtayı, süt ve süt ürünlerini, kırmızı eti düzenli yeme konusunda dikkatli olmalı.
Yanlış 5: Karalahana guatr yapar.
Guatr konusundaki yanlış inanışlardan biri de karalahana, turp, şalgam, karnabahar gibi sebzelerin guatr yapacağı korkusudur. Bu sebzelerden hiçbiri her gün yeseniz bile guatra yol açmaz.
Guatrla doğrudan ilişkisi olduğu bilinen tel yiyecek soya fasulyesidir ama o da yalnızca iyot yetmezliği olanlarda guatra yol açabilir.
Yanlış 6: Tiroit biyopsisi yaptırmak tehlikelidir.
Tiroit ince iğne biyopsisi, tiroit bezinde belirlenen bir nodülün kanser olup olmadığını anlamakta en etkili araştırma yöntemidir. Ne var ki biyopsi önerilen hastaların çoğu bu işlemi yaptırmaktan hâlâ korkuyor. Biyopsi yaptırmanın sağlık açısından herhangi bir riski ya da tehlikesi söz konusu değildir. Yöntem son derece kolay ve pratiktir. Ayrıca herhangi bir kanser söz konusuysa biyopsi işlemi kanserin yayılmasına da yol açmaz.
Aslında biyopsi, tiroit nodülü olan tüm hastalara yapılması gereken bir tekniktir. Biyopside kullanılan enjektörler damardan kan almak için kullanılan plastik enjektörlerden farklı değildir. Eğer analiz için damarınızdan kan alınmasından korkmuyorsanız, tiroit biyopsisi yaptırmaktan da korkmamalısınız.
Yanlış 7: Nodül mutlaka ameliyat gerektirir.
Tiroit nodüllerinin tedavisi herkes için farklıdır. Tedavinin nasıl planlanacağına tiroit biyopsisinin sonuçlarına göre karar vermek gerekir. Özellikle çapı 2,5-3 cm’den büyük nodüllere mutlaka biyopsi yapılması tavsiye edilir. Sıcak nodüllerde tiroit hormonu tedavisinin bir faydası yoktur. Tersine, tiroit hormonu bu hastalarda sorunu daha da riskli hale getirebilir.
Soğuk nodüllerde de ya hasta cerrahi uygulamaya sevk edilir ya da takibe alınır. Ayrıca her nodülün ameliyat olması da gerekmez. Araştırmalar ameliyat sonrasında yüzde 20-30 hastada tekrar nodül geliştiğini gösteriyor. Ameliyat edilmesi gereken nodüller kanserli ya da kanser şüphesi taşıyan nodüllerdir. Bunu anlamanın yolu da mutlaka ameliyattan önce biyopsi uygulamaktır. Bazen çok büyük ve etrafına baskı yapan nodüller kanser olmasalar bile ameliyat edilebilir.
Yanlış 8: Guatr bir kadın hastalığıdır.
Guatr ve Haşimato hastalarının çoğu kadındır ama erkeklerde de bu hastalıklar görülebilir. Haşimato hastalığı, kadınlarda erkeklerden daha fazla görünüyor. Hastalık 30-50 yaş kuşağında daha sık saptanıyor. Önemli bir genetik geçiş söz konusu olduğu için hastalığa yakalananların ailelerinde de en azından antikorlar yüksek bulunuyor. Bu nedenle Haşimato tiroititi saptananların aile üyelerine de tiroit tetkiki yapılmasında fayda var.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu