Gelecek korkusu kadınları tedirgin ediyor
ABD’li psikolog Artest Battler’a göre, ‘gelecek korkusu’ kadınları en fazla tedirgin eden konulardan biri. Bu korkudan kurtulmak ise kendi elinizde. Özellikle aile yapıları düzgün olmayan genç kızların, ergenlik çağından itibaren hissetmeye başladıkları “gelecek korkusu”nun, aslında hayata yön verebilecek kadar önemli bir sorun olmadığını belirten Battler, “Yeter ki mantıklı düşünün” diyor.
Her kadın, rahat bir hayat sürmenin planlarını yapar. Fakat, sık sık karşılaşılan sorunlar nedeniyle, bu düşünceler hayata geçirilemez. Psikolog Battler, “gelecek korkusu” problemini yenmek isteyen bayanlara 5 öneri sunuyor. Öncelikle düşünce egzersizini deneyin. Battler’ın diğer önerileri ise şöyle: Psikoterapi, farklı bir yaşam, güçlü bir benlik ve en son ilaçla tedavi.
Düşünce egzersizi çok önemli
“Gelecek korkusu” olmayan kimsenin, normal bir psikolojiye sahip olmadığı gerçeğini unutmayın. Herkesin mutlaka gelecek korkusu vardır. Bu bazı kadınlarda çok az, bazılarında ise fazla hissedilir. Örneğin gelecekle ilgili plan kurarken, endişeyi had safhada hissediyorsanız. Öncelikle bu düşünceden kurtulmaya çalışın. Her sorunun bir çözümü olduğunu kabul edin. Örneğin evlenmeyi düşünüyorsunuz, ancak partnerinizin maddi durumu çok iyi değil. Bu nedenle evlenmeye tam olarak kendinizi hazır hissetmiyorsunuz. Bunu sakin bir kafayla objektif olarak düşünün, doğruyu bulacaksınız.
Psikoterapi gerekli olabilir
Öncelikle, her türlü düşünce egzersizi çalışmalarına rağmen, “gelecek korkusu” devam ediyorsa, artık psikoterapi gerekiyor. Kişinin ihtiyaçlarına, problemin yapısına, finansal kaynakların gücüne göre, psikoterapi de değişir. Ortalama bir rakam söylemek gerekirse, haftada bu rakam haftada 1-2 seanstır.
Psikoterapi gören kişi, ilk 2-3 seansta psikoterapist ile işbirliği yapıp yapamayacağını az çok kestirir. Eğer işbirliği yapılacağına inanılmıyorsa, başka bir terapi uzmanına başvurulmalıdır. Genel olarak, psikoterapinin temelinde karşılıklı güven yatar. Terapist ile hasta arasında kurulan iyi ilişki, psikoterapinin etkili olmasında en önemli etkenlerden biridir.
Farklı bir yaşam tarzı
“Gelecek korkusu” her yaştaki kadının sorunu olduğu için, yöntemleri de farklı olmak zorunda değil. “Yaşınız 20 ise veya 30 ise, değişik uygulamalar gerektirir” iddiaları, kesinlikle gerçek dışıdır. Giyim ve yaşam tarzınızda biraz farklılıklar yaratmanın zamanı geldi. Daha önce düşündüğünüz ama yapamadığınız birçok olayı artık hayata geçirin. Örneğin, tek başınıza bir yerlere gidip özgürce eğlenmek istiyorsanız, bunu daha fazla geciktirmeyin. Giyim tarzınızı da değiştirmek için hiç vakit kaybetmeyin. İçinizde yaşayan ancak uzun bir süredir dışarı çıkamayan diğer kişiliğinizle yüzleşin. Korkmayın, bu düşünceler sizi mutlu edecek.
‘Ben çok güçlüyüm’
Unutmayın, hayatınız boyunca ne kadar çok üzüntülü olay yaşadınız. Ancak, yine de güçlü kalmayı başardınız. Bu gerçeği bilinçaltınıza kabul ettirin. Evet, siz gerçekten çok güçlü bir benliğe sahipsiniz. Yeter ki, bunu keşfetmeyi başarın. Geçmişte yaşadığınız üzücü olaylardan ders almaya çalışın. Bunu başarmak, sizin için çok kolay olacak. Bu düşüncelerden yola çıkarak, geleceğe daha güvenle bakabilirsiniz.
Son çare, ilaçla tedavi
Amerika’da birçok kadının yaşadığı “gelecek korkusu” problemini ilaç kullanmadan çözmeyi başaran Battler, ancak her zaman başarılı olamadığını da kabul ediyor. Battler, yüzdesi çok düşük olmasına rağmen, bazı hastalarını ilaçla tedavi ettiğini söylüyor. Eğer “gelecek korkusu” benliğinize işlediyse, uygulamanız gereken tek yol ilaçla tedavi. Korkmayın, böyle bir durumla karşılaşıp, daha sonra mutlu bir hayat süren birçok kadın var. Sadece ve sadece, geleceğin sizi korkutmasına izin vermeyin. Bunu başarmaya başladığınız andan itibaren, önünüzde çok daha uzun ve mutlu bir yaşam olduğunu fark edeceksiniz.